Çocuklarda Öfke ve Saldırganlık Davranışları

Çocuklarda sık görülen davranış bozukluklarından birisi de saldırganlıktır. Bazı çocuklar davranışlarıyla saldırganlıklarını açıkça sergiler. Çocuk akranlarına ya da çevresindeki diğer

insanlara vurur, tekme atar, bir şeyler fırlatır. Etrafındaki insanlara fiziksel zarar verir. Bazı saldırgan çocuklar ise etrafındaki insanlara fiziksel zarar vermez; ancak düşmanca oyunlar

oynayarak, oyuncakları kırarak saldırganlığını ortaya çıkarır.

Çocuğun sergilediği bu davranışları ne sıklıkla yaptığı ve ne düzeyde olduğu çok önemlidir. Küçük çocukların büyük bir kısmında bu tarz hareketler gözlenebilir; ancak çocuk bu

davranışları sürekli ve yineleyerek sergiliyorsa, bulunduğu ortamlarda özellikle arkadaşlarına karşı saldırgan davranıyorsa bu davranışların aile tarafından dikkate alınması

gerekir.

Saldırganlık küçük çocuklarda normal bir tepki biçimidir. Çocuğun güvenlik, mutluluk ya da başka bir gereksiniminin şekil değiştirerek başka bir biçimde ortaya çıkmasıdır. Saldırganlığı kişisel bir yaralanmanın bir başka şekilde sonuçlanması olarak tanımlayabiliriz. Bu yaralanma sonucunda çocuğun akranlarına vurması, ısırması, eşyaları fırlatması, tekmelemesi, tükürmesi ve zarar vermeyi amaçlayan tehditler şeklinde sözel saldırılarda bulunmasıdır.

SALDIRGANLIĞIN NEDENLERİ

1-Saldırgan davranışların ebeveynler tarafından ödüllendirilmesi. Geleneksel kültürün erkek çocuğun saldırganlığını onaylaması

2-Çocuğun yetişkinlerden katı ceza, anlayışsızlık ve yetersiz sevgi görmesi.

3- Babanın uzun süreli yokluğunda, annenin sürekli çocuğun etrafında olmasıyla ortaya çıkan ortam

4- Televizyon ve kitle iletişim araçlarının (telefon, tablet oyunları, sosyal medya) olumsuz etkisi

5- Ana-baba tutumlarının olumsuzluğu, çocukla aralarındaki iletişimin iyi olmaması

6- Çocuğun ana-babasından dayak yemesi

7- Beyin zarı iltihabı, beyin zedelenmesi gibi fizyolojik sorunlar

SALDIRGAN DAVRANIŞLARI NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ?

1-Her şeyden önce ana-baba çocuğa saldırganlık modeli olmamalıdır. (Evde dayak yiyen bir çocuk varsa kardeşini dövüyor. Kardeşi yoksa okulda en ufak bir sorunda arkadaşına vuruyor. Ya da hayvanlara eziyet ediyor. ) Çünkü dayak herkes için olumsuz duygular yaratır.

2-Çok fazla saldırgan davranışlara tolerans gösterilmemelidir. Çocuğun istekleri bu tip davranışlar yapınca yerine getiriliyorsa, çocuk isteklerini yaptırmada araç olarak görmeye

başlar. Bu yolla istekleri yerine getirilmemelidir. Saldırgan davranışlar ödüllendirilmemeli ve onun bu davranışının istenmeyen bir davranış olduğu hemen gösterilmelidir.

3-Saldırgan davranışlar kesinlikle dayakla cezalandırılmamalıdır. Ana-babanın ilgisi sevgisi azaldığında ve fiziksel cezalar uzun süre devam ettiğinde, çocukta saldırgan, asi, sorumsuz davranışlar gelişir. Saldırgan davranışlar ortaya çıktığında, yetişkinler sakin davranmalı, anormal duygusal tepkiler yerine ben dilini kullanmalıdır. (Böyle davrandığın için üzüldüm) Dayak saldırgan davranışın hemen bitiminde uygulandığı zaman, onun hemen kesilmesini sağlayabilir ancak, çocukta düşmanca duygular geliştirir.

4- Çocuk gergin ve sinirliyken onunla tartışmamalı, sakinleşmesini beklemeli ve daha sonra davranışı ile ilgili konuşulmalıdır.

5- Çocuğa sosyal olgunluğuna uygun çeşitli sorumluluklar verilmeli, başarabileceği kadarıyla birçok şeyleri başlatıp, bitirmesi sağlanmalıdır. Çocuk başarma duygusunu yaşamalıdır.

6- Çocuğa bu davranışın dezavantajları gösterilmelidir. Saldırgan davranışları ile isteklerini elde edemeyeceğini, istediği şeyleri kaybettiğini görmeli ve yaşamalıdır.

7- Olumlu davranışı pekiştirme: Ana-baba ve diğer yetişkinler çocuğun olumlu davranışını görüp, olumsuz davranışı görmezlikten gelmelidir. Çocuk bu davranışı yapmadığında sözel

olarak ödüllendirilmelidir. Örn: 10dk. Kavga etmeden ve bağırmadan oynadığında bu davranışını sözel olarak ödüllendirme gibi.

8- Çocuğun dışarıda oynamasına izin verme, bu çocuğun gerilimini azaltır ve enerjisini boşaltma imkânı sağlar.

9- Kendi kendine konuşma: Çocuk oldukça dürtüsel davranıyorsa ve onun bu yönünü kontrol etmede güçlük yaşanıyorsa; çocuğa başkalarına vuracağı zaman, kendi kendini engelleyici cümleler söylemesi öğretilebilir. Örnek: 10 a kadar say ve ona vurma gibi.

10- Çocuk saldırgan modellerle karşı karşıya getirilmemelidir. TV deki şiddet içeren programları seyretmesi engellenmelidir. Eğer kesinlikle engel olunamıyorsa, ana-baba çocukla birlikte seyrederek şiddetin sonuçlarını tartışabilirler. Ayrıca bu şiddet filmlerinin gerçek yaşamın modeli değil, kurmaca olduğu çocuğa anlatılabilir.

11- Kızgınlıktan kurtulmak için alternatifler bulunabilir. Yumruklanabilen kil, çakılabilen çiviler, resim çizme, boyama çocuğun kızgınlık duygularını kontrol altına almayı sağlayabilir.

Ayrıca futbol, basketbol gibi sporlar kabul gören çıkış yollarıdır.

12- Her yaş ve dönemde çocuğun temel ihtiyaçları zamanında yerine getirilmelidir.

13- Bu çocukların özellikle baba ile daha çok birlikte olması sağlanmalıdır.

14- Anne-babalar bu çocuklarla iletişim kurarken ben dilini kullanmalıdır. Örnek: Böyle kavga ettiğin zaman rahatsız oluyorum, üzülüyorum gibi. Kişiler duygu, düşünce ve ihtiyaçlarını anında dile getirmelidir.

2- ÇOCUKLARDA SÖZ DİNLEMEME, İNATÇILIK

Çocukta inatçılık, çocuğun belli bir makul nedeni olmaksızın, bir harekette ısrar etmesi, davranışını, düşüncesini, durumunu değiştirmemesi şeklinde tanımlanabilir. İnatçılık

çocuğun duygusal gelişiminin bir sonucudur ve en çok çocukluk döneminde yaşanır. Bu yaşlarda inatçılık doğal ve normaldir. Çocuk ben duygusunun ve özgür olma bilincinin

gelişiminden kaynaklanan inatçılık gösterir. Çocuk her şeyi kendi yapmak ister. Yaptığı şeyler hoşuna gider, çevresinden gelen direnmeyi yenmeye çalışır. Kendi varlığını hissettirmeye, kabul ettirmeye çalışır. Kendince o hep haklıdır.

İNATÇILIĞIN NEDENLERİ:

Çocuğa fazla baskı yapılması, çocuğun tüm isteklerinin önüne geçilmesi, yanlış ve yetersiz eğitim, kardeş kıskançlığı, yetişkinlerin kendi istekleriyle çocuğun istekleri arasında çelişkili davranış sergilemeleri, çocuğa bağımsızlık duygusunun verilmemesi, girişimciliğin desteklenmemesi

ANNE BABALARA ÖNERİLER

1. Anne-babaların İnatçılığa karşı alacağı en uygun önlem çocuğa karşı aşırı ısrarcı olmamak ve çocuğu kendi haline bırakmaktır. Çocuğa uygulanacak emir ve yasaklarla çocuğun

benlik algısını ve hareket serbestliğini engellemek yanlıştır. Burada önemli olan nokta çocuğu kendi haline bırakmak deyince onun her istediğini yapmasına göz yummak olarak

algılanmamasıdır.

2. Anne-babaların yaptığı en büyük hatalardan biri çocuklarıyla inatlaşmalarıdır. Şayet çocuğunuzla inatlaşırsanız çocuğun inadını arttırmış olursunuz. İnadının nedenini bulup

çözmeye çalışmalısınız.

3. Sizin de çözüm bulamadığınız durumlarda çocuğun ilgisini başka yöne çekmeyi, dikkatini dağıtmayı deneyin, bunun için ilgi duyduğu şeyleri keşfetmelisiniz. Oyun oynama

seçenekleri sunmak olabilir.

4. Çocukların yaptıkları şeyden vazgeçmeleri için yapma etme şeklinde -me -ma eki içeren fillerle uyarılmaları, o işlerden vazgeçmelerini sağlamaz, tam tersi inadına o işi yapmaları

için pekiştirme görevi yapabilir. Onunla oynama demek yerine, gel şununla oyna, gel buna bak gibi seçenekler göstermek gerekir.

5. Çocuğa “inatçı” kelimesi kullanmayın. Kendi kafanızda da ay bu çocuk ne inat diye bir imaj geliştirip bunu başkalarıyla paylaşırsanız çocuğun inatçılığını desteklemiş olursunuz. Dikkat dağıtma yöntemi üzerinde ısrarla çalışıp olayı eğlenceye vurarak atlatmaya çalışın.

6. Çocuk eğitimi ve kuralları belirlemede, uygulamada aile üyeleri arasında uyum ve söz birliği olmalıdır. Babanın kızdığı bir davranışı anne gülerek karşılar veya “Çocuğun üstüne gitme” diyerek korumaya kalkarsa çocuk neyin doğru olduğunu anlayamaz bocalar

7. Çocuğa isteklerini olumlu bir dille ifade etmesi hatırlatılmalı, haklı istekleri yerine getirilmelidir. Yerine getirilmeyen haksız ve zamansız isteklerin sebepleri açıklanmalı; bazı

isteklere kavuşmak için hak etmesi, beklemesi ve sabretmesi gerektiği öğretilmelidir.

8. Çocuk yetiştirirken daha esnek, sorumlu, anlayışlı, hoşgörülü, sabırlı ve paylaşımcı olun; çocuğunuza karşı sert ve katı davranmayın, çocuğunuzun kendi kişiliğini geliştirme yolundaki adımlarını engellemeyin. İnatçılık davranışlarını pekiştirmeyin.

9. Kendinizin inatçı yönlerini bulup, çözümleyin ona örnek olun.

Sense Özel Eğitim Makaleleri
Sosyal medyada paylaş;
Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram